15 Ocak 2012 Pazar

Galatasaray Lisesi ile Galatasaray Spor Kulübü arasındaki sınırsız ve sonsuz bağ!



Galatasaray Lisesi, doğuşu ve tarihi:


Yaklaşık 600 yıllık bir kültür.


1481 yılında Galata sarayı Enderun-u Hümayunu adıyla, enderuna üst düzey eğitimli görevli yetiştirmek maksadıyla kurulan kurum 1715 yıllarına kadar faaliyet gösterir. Ardından Tanzimat döneminde 1868 yılında tekrar faaliyete geçerek Mekteb-i Sultani adını alır.


Wikipedia'dan alıntılanan şu kısa özeti okumak gerekir:


"O yıllarda enderun, Osmanlı sarayında padişahın günlük yaşamını geçirdiği, sarayın eğitim birimlerinin, kütüphanenin, hazine odasının yer aldığı büyük bahçe içine kurulu bir kompleksti. Burada, başta padişah olmak üzere, saraydaki diğer görevlilerin danışabileceği, birçok alanda bilgi sahibi kişiler hizmet vermekteydi. Bu kişilerin eğitimi ise 15. yüzyıl sonundan (1481) 18. yüzyıl (1715) başlarına kadar işlevini sürdüren Galata Sarayı Ocağı'nda veriliyordu.

Evliya Çelebi'nin aktardığı üzere; II. Beyazıt (1481 - 1512) bir kış günü Galata sırtlarında avlanırken son derece bakımlı büyük bir bahçe içinde köhnemiş küçücük bir kulübe görür. Kulübenin sahibi Gül Baba ile tanışan padişah, onu bahçeye gösterdiği özenden dolayı ödüllendirmek ister ve Gül Baba'nın isteği üzerine bu bahçeye bir mektep ve bir darülşifa (hastane) yaptırır.

Hikâye her ne kadar bize okulun bir dilek üzerine kurulduğunu söylese de biz biliyoruz ki İstanbul'u alan Fatih Sultan Mehmed, antik kültürün izlerini taşıyan bu şehirde kuracağı devletin payidar olabilmesi, meselâ bir Bizans İmparatorluğu gibi bin yıl yaşayabilmesi için, önceki kültürleri araştırmakta ve sürekli verdiği talimatlarla çevrilen klasik eserleri okumaktaydı. İşte bunlardan biri olan Eflatun'un (batıda kullanılan ismiyle Platon; M.Ö. 427 - 347) "Devlet" adlı eseri, devleti ancak filozofların yönetebileceğini yazmaktadır. Peki Osmanlı'nın yükselmeye başladığı o yıllarda devleti yönetecek filozoflar nasıl yetiştirilecekti? Saray Okulu vardı ancak bu okula gelecek öğrencilerin ilk ve orta öğrenimleri nerede verilecekti? İşte bu düşüncelerin neticesinde, II. Bayezid, babası Fatih'in idealindeki okulu "Galata Sarayı Ocağı" adıyla kurarak Osmanlı Saray eğitiminin önemli bir parçasını oluşturmuş oluyordu.

1675 yılına gelindiğinde ise, ocaktaki içoğlanlardan yeteneklileri saraya alınırken diğerleri süvari bölüklerine dağıtılır ve kurum on yıllığına tasfiye edilir. 1715 yılında yeniden açılan ocak, tekrar acemioğlanların eğitimini üstlenir. 1820 yılına dek Osmanlı'nın en önemli kurumlarından biri olan Galata Sarayı Medresesi bu yıldan sonra Tıbbiye ve Askeri Kışla olarak kullanılır.

Sonraki yıllarda gün geçtikçe önemi ve işlevi artan kurum, Osmanlı'da Batılılaşma döneminin ve Tanzimat uygulamalarının bir sembolü olur. Çünkü bu kez de Osmanlı'da hukuksal, siyasal, ve sosyal alanda gerçekleştirilecek yenilikleri yaşama geçirecek aydın kadrolara ve bu kadroların yetiştirilmesi için, geleneksel eğitimin dışında batılı programları da bünyesinde barındıran bir eğitim kurumuna ihtiyaç vardır. İstanbul'da daha ziyade yabancıların ve gayrimüslim osmanlıların devam ettiği ve Fransızca eğitim yapan Saint Benoît, Notre Dame de Sion gibi okullar vardı ancak bunlar daha ziyade Fransa'nın denetimindedir; amaç, Osmanlı Devleti'nin etkin olacağı batılı bir kurum yaratmaktır. Bu amaç doğrultusunda 1 Eylül 1868'de Abdülaziz'in katıldığı bir törenle Mekteb-i Sultani adıyla kurum yeniden faaliyete geçer. Dönemin Paris Büyükelçisi Cemil Paşa ile Hariciye Nazırı Fuad Paşa 'nın çabalarıyla kurum Fransa'daki lise eğitimine denk ve aynı kalitede öğrenci yetiştirir. Ve bu öğrencilerin arasında katolik, ortodoks ve musevi öğrenciler de vardır. 9 - 12 yaşlarında, öğretime başlayabilen bu öğrenciler dil durumlarına göre Fransızca ya da Türkçe hazırlık okumaktadırlar. 1908 yılında müdür Tevfik Fikret Bey 'in yaptığı yeniliklerle; ilk, orta ve lise için 3'er yıllık program hazırlanarak eğitim süresini 9 yıla çıkar. Ayrıca Farsça, Arapça, İtalyanca, Latince, Rumca, Ermenice ve Almanca dersleri isteğe bağlı olarak seçmeli ders statüsüne getirilirken, piyano ve keman dersleri de programa dahil edilir.

1927 yılında kurum, Galatasaray Lisesi adıyla ve Cumhuriyet devrimlerine uygun olarak eğitime başlar. Tenefüslerde Fransızca konuşma zorunluluğu kaldırılır ve genel kültür dersleri Türkçe verilmeye başlar. 1967 yılında okula kabul edilen kız öğrenciler için Feriye Sarayları hizmete açılır. Bir yıl sonra Mektebi Sultani'nin 100. Kuruluş Yılı Kutlamaları nedeniyle dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Charles De Gaulle liseyi ziyaret eder. 1975'de ise kurum, Anadolu Lisesi konumuna getirilir ve eğitim 8 yıl olur. Son olarak, 14 Nisan 1992 yılında Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand ile 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal arasında imzalanan protokolle ilkokul ve üniversite eğitimini de kapsayan Galatasaray Eğitim Öğretim Kurumu (GEÖK) hayata geçirilir. GEÖK, 1994 yılında Galatasaray Üniversitesi'ne dönüşür.

1905 yılında Galatasaray Ali Sami Yen Bey ve arkadaşları Galatasaray Spor Kulübü' nü kurmuşlardır. Günümüzde ise Anadolu Lisesi kategorisinde eğitim dili Fransızca, Türkçe, İngilizce, İtalyanca ve Latince olan bir devlet lisesidir."


Galatasaray Lisesi, anlam ve önemi:


Yukarıdaki çok kısa özetten dahi anlaşılacağı üzere, bir okuldan fazlası. 
Belki de Osmanlı dönemi ve Cumhuriyet Türkiye'sinin başlıca eğitim yuvası.
Bir tuğla da olsa dikenlerin, kurucularının, Mekteb-i Sultani çatısı altında yetişen ve yetiştiren nesillerin her birinin Türk eğitimine muhakkaktır ki katkısı çok fazla.


Diyoruz ya bir okuldan fazla diye. Belki de gereğinden fazla yüklenen bir anlam var Galatasaray Lisesi'ne. 


Türkiye'de birçok eğitim kurumundan mezun olanların, o okula karşı bağlılığı ve sevgisi devam edebilir. 


Lise seviyesinde; Alman Lisesi, İstanbul Erkek, Kabatas Erkek, Vefa, TED, Saint Joseph vb..
Üniversite seviyesinde; Boğaziçi, ODTÜ, İTÜ, Bilkent, "Siyasal" mezunları daha bir havalıdır hani.


Mezun olduğu lise/üniversite ile övünmek, sosyal getirilerinden istifade etmek, hayatının ilerleyen dönemlerinde mezun faaliyetlerine katılmak, bu ve bunun gibi mozaiklerle gurur duymak gayet doğaldır.


İnsanoğlu, yapısı gereği insanlara ya da kurumlara bağlanma eğilimindedir zaten. Tüm ideolojik tutkular, futbol taraftarlığı, partizanlık vb.. bağlılıklar da bu şekilde ortaya çıkar.


Ancak Galatasaray Lisesi için bu durum biraz normalden ötedir.
Bir Galatasaray Lisesi mezunu için, Türkiye üst kimliğinin altında gelen yegane kimlik okul numarasıdır. Elbetteki istisnalar olabilir ama genel durum kesinlikle anlatılagelenden farklı değildir. Hatta Galatasaray Lisesi ve "Cemiyet" i herşeyin üzerinde gören fanatikleri de oldukça fazladır.


Galatasaray Lisesi hakkında; "Mason yetiştirir", "Fransız okuludur" ve "Nutuk'ta yazdığı üzere, Atatürk liseye ve yöneticilerine lanet okumuştur" iddiaları bir kenara, irdelenmesi gereken şey daha çok Galatasaray Lisesi'nin yarattığı bu bağlılık kültürüdür.




Galatasaray Spor Kulübü, doğuşu ve Galatasaray Lisesi ile bağı:


1905 yılında, Ali Sami Yen ve arkadaşları tarafından, öğrenci oldukları Galatasaray Lisesi'nde kurulan kulübün günümüze kadar gelen 46 başkanından neredeyse tamamı Mekteb-i Sultani mezunudur.


Galatasaray Lisesi ile Galatasaray Spor Kulübü arasındaki bağı, bizatihi Galatasaray Spor Kulübü tüzüğünü inceleyerek irdeleyelim:




Kulübün Amacı ve çalışma konuları Galatasaray Spor Kulübü tüzüğünde aynen şöyle yer almıştır.
MADDE: 2  
Galatasaray Spor Kulübü'nün amacı, Galatasaray Lisesi’nde öğrenim yapmış olan kurucularının aldıkları eğitim, kazandıkları bilinç ve ruhun, sportif alana uygulanması suretiyle oluşan başarılı yarışma geleneği ışığında, dünya çapında başarılı, lider, saygın, istikrarlı, idari ve mali yapısı kuvvetli, alt yapısı güçlü, spordaki başarısı ile öne çıkan bir spor kulübü, kurum ve marka olmak, sportif gelişmelere katkıda bulunmak, spor eğitimini ve ahlâkını geliştirmek, üyeleri ve toplum arasında sevgi, saygı ve dayanışmayı güçlendirmektir.
Kulüp amacına ulaşmak için profesyonel ve amatör spor etkinliklerinde bulunur, yarışma, kamp, toplantı ile eğitici çalışma ve benzeri etkinlikler yapar, taşınır ve taşınmaz mal edinebilir, gerektiğinde satabilir. Kulüp ayrıca spor tesisleri ile kuracağı spor okullarının gereksinimlerini karşılamak, spor dallarının gelişmesine katkıda bulunmak için, bizzat ya da başka gerçek ve tüzel kişilerle birlikte dernek, Vakıf / Vakıflar, Yurt içinde ve Yurt dışında Şirketler kurabilir veya kurulmuş olan dernek, Vakıf ve şirketlere katılabilir. Her türlü tasarrufta bulunabilir. 


Kulübe üye olma koşulları, ücretleri ve alınacak üye sayısı formülasyonu ise şöyle:
          ÜYE GİRİŞ ÜCRETLERİ 

Galatasaray Lisesi Mezunları 600 TL,
Aile Bireyleri 2.500 TL;
Bu Kategoriler Dışındaki Müracaatlar 10.000 TL,
Sporculuktan Üye Olanlar 1.250 TL.

ÜYELİK KOŞULLARI
                    Üyelik Koşulları GSK Tüzüğünde şu şekilde belirtilmiştir:

ÜYELİK TÜRLERİ
                    MADDE 6: Kulübün iki tür üyesi vardır:

6.1) Üye 6.2) Onursal üye

ÜYE OLMA KOŞULLARI

MADDE 7: Kulübe üye olabilmek için adayın Türk Medeni Kanunu ve Dernekler Kanunu'na göre üye olma hakkına sahip bulunması; yurt içinde rakip sayılabilecek bir başka spor kulübünde üye, lisanslı sporcu ya da görevli olmaması; Sicil Kurulu tarafından üyeliğe alınmasının önerilmesi; Yönetim Kurulunca kabul kararının alınması  zorunludur.Ayrıca, üye olmak için başvuruda bulunan kişilerin aşağıda belirtilen gruplardan birine dahil olmaları da zorunludur.

A Grubu - Galatasaray Lisesi'nde en az iki yıl okumuş olanlar.B Grubu- Kulüp Başkanının önerisi ile takvim yılı başına en fazla 15 (on beş) kişi, başka bir kayıt aranmaksızın üye olabilir.C Grubu- En az 5 (beş) yıl süre ile amatör veya profesyonel olarak  Kulüp adına yarışmalara katılmış, spor yaşamını Kulüpte tamamlamış, bu hususu Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü veya ilgili federasyondan alınan yazılı belge ile kanıtlamış ve spor yaşamını tamamladıktan sonra 5 (beş) yıl içinde üyeliğe başvuran sporcular. (Kulüp menfaatleri doğrultusunda transferi gerçekleşen sporcular Yönetim Kurulu kararı ile spor yaşamını Kulüpte tamamlamış olma koşulundan muaf tutulabilirler)D Grubu- En az 5 (beş) yıllık üyelerin çocukları ve eşleri.E Grubu- Yukarıdaki grupların dışında kalanlar.

ALINACAK ÜYE SAYISI

MADDE 8: A ve C gruplarında yukarıda tanımlanan üye adayları için hiçbir sayısal sınırlama uygulanmaz.A ve C grupları dışında diğer gruplarda tanımlanan adaylardan üyeliğe alınacakların toplam sayısı her yıl Ocak ayında Yönetim Kurulu tarafından belirlenir.Alınacak toplam üye sayısı bir önceki yıl sonu (31 Aralık) itibarı ile Kulübün kaydı açık üye sayısının %3 (yüzde üç)'ünden fazla olamaz.Yönetim Kurulu tarafından belirlenen alınacak toplam üye sayısından fazla üye kabul edilmesi durumunda, işlem sırasına göre sınırı aşan üyelik geçersiz olur ve düşer.Ancak her durumda, bir yılda kabul edilecek toplam üye sayısı 400 (dört yüz)'ü aşamaz.


Kulüp divanının oluşumu ile ilgili madde ise şöyle:
MADDE: 95 – Kulüp Divanı Sicil defterindeki kulübe giriş kayıtlarına göre 25 (yirmibeş) yılını doldurmuş, ödentisini düzenli olarak ödemiş, kesinleşmiş geçici çıkarma cezası almamış ve kaydının kapalı olduğu süre 5 ( Beş ) yılı aşmamış oldukları Sicil Kurulunca saptanmış üyeler ve eski Başkanlar ile en az bir seçim dönemi kesintisiz görev yapmış olmak koşulu ile ikinci Başkanlar, kulüp üyesi olan Galatasaraylılar Derneği eski Başkanlarından ve Galatasaray Lisesi Müdüründen oluşur.



Ayrıca diğer konular adı altındaki başlıkta, Galatasaray Lisesi Müdürü'nün durumu da direkt olarak belirtilmiştir.
MADDE:165-Galatasaray Lisesi Müdürü Yönetim Kurulunun doğal üyesidir.

Şimdi bu yazıyı, yukarıda doğrudan verilen bilgiler ışığında, Galatasaray Lisesi ile Galatasaray Spor Kulübü'nün bağını özetleyerek bitirelim.

  1. Kulübün amacı, Galatasaray Lisesi mezunu kurucularının sahip olduğu kazanımları, Galatasaraylı nesillere aktarmak.
  2. Galatasaray Lisesi Müdürü, kulübün doğal yönetim kurulu üyesidir.
  3. Galatasaray Lisesi Müdürü, divan kurulunun doğal üyesidir.
  4. Galatasaray Lisesi mezunu iseniz kulübe sayı sınırı olmadan direkt üye olabilirsiniz.
  5. Galatasaray Lisesi mezunu iseniz kulübe 600.-TL bedel ile üye olabilirsiniz.
  6. Galatasaray Lisesi mezunu değilseniz ve diğer şartları sağlayıp, kotayı aşabilirseniz ödeyeceğiniz üyelik bedeli 10.000.-TL'dir.
  7. Kulüpte 5 yıl aktif sporculuk yapar ve ancak spora kulüp bünyesinde veda ederseniz kotadan bağımsız üye olabilirsiniz.
  8. Kulüp Başkanı'nın direkt referansıyla bir yılda en fazla 15 kişi kulüp üyesi olabilir.
  9. Yıllık alınabilecek toplam sayı her yıl yönetim kurulunca belirlenir ve bir önceki yıl kongre üyesi sayısının maksimum % 3'üdür. (Bugün 263 diyebiliriz).
  10. Ancak şu linkte verilen Yeni Tüzük taslağındaki aşağıdaki kısım, Galatasaray Lisesi mezunu olmayanların kulübe olmasını neredeyse imkansız hale getiriyor: 

"Ancak o yıl içinde, Galatasaray Lisesi mezunu üye olanların sayısı, kaydı açık üye sayısının % 4 oranını aştığı takdirde, yukarıdaki oranların ve üye sayılarının hesaplanmasında %4 oranı yerine o yıl Galatasaray Lisesi mezunu üye olanların sayısı dikkate alınır."



Net bir şekilde görüyoruz ki; eğer Galatasaray Lisesi mezunu değilseniz, kulübe üye/yönetici/başkan olmanız, milli piyango çekilişini kazanmanız ile yaklaşık olarak aynı olasılıklara sahip.


600 yıllık kültür.
Bu kültürü düstur edinmiş nesiller.
Birbirleriyle ve Galatasaray isminin geçtiği her yerde gösterecekleri bağlılıkla imtihan edilmiş nesillerin, Türkiye coğrafyasındaki hakimiyeti. 
Galatasaray Lisesi'ni temsil eden Galatasaray Spor Kulübü.
Ve Galatasaray Spor Kulübü'nün ali menfaatleri.


Türkiye'nin daima en yüksek mevkiilerinde görev alan Galatasaray Lisesi mezunu bürokratlar, devlet adamları, gazeteciler, televizyoncular, iş adamlarından oluşan kapalı devre bir sistem.


Halka yaklaştıkları tek yer, turnikelerden geçirdikleri Galatasaray tribünleri.
Kongre, divan, yönetim kurulu ise çok net ve yoğun bir şekilde Galatasaray Lisesi ve mezunlarının kontrolünde.




Liseli Medya nedir diye soruyorsunuz ya bize; cevabını verebilmek için önce Galatasaray Lisesi ile Galatasaray Spor Kulübü'nü ve bu iki kurumun birbirleriyle olan bağı net bir şekilde açıklamak gerekiyordu.


Bu yazıdan sonra, Liseli Medya'nın nasıl oluştuğunu, amaçlarını, yöntemlerini ve muvaffakiyetlerinden örnekleri sunacağız.


Bizi takip edin!



























"Galatasaray Lisesi ile Galatasaray Spor Kulübü arasındaki sınırsız ve sonsuz bağ!" Devamını oku

11 Ocak 2012 Çarşamba

Galatasaray Lobisi


30 Ekim 1987 tarihli Kahraman Bapçum yazısı.
Duayen, Galatasaray Lobisi'nin ne anlama geldiğini ifade etmiş.
Buyrun, burdan başlayalım.
Daha yeni başlıyoruz ne de olsa!









"Galatasaray Lobisi" Devamını oku

5 Ocak 2012 Perşembe

Liseli Medya nasıl çalışır?


İzliyorlar,
Açık arıyorlar,
Fitne sokuyorlar,
Provake ediyorlar,
Maniplasyon yapıyorlar;

Her "Yok artık bu kadar da olmaz, pes!" denildiğinde bir adım ileri gidiyorlar.

Amaçları belli.
Görevleri belli.
Geldikleri yer de, gidecekleri yer de belli.

Abileri var,
Ağabeyleri var.

Ömürleri suya çukur kazmakla geçmiş fareler.
Kemire kemire kazmaya devam edecekler.

Bu sefer;
Beşiktaş Başkanı'nın gazetesinde, ana sayfada, manşette.
Dünkü derbiye dair atılabilecek o kadar manşete rağmen bir haber!

Fenerbahçe İdari Menajeri Hasan Çetinkaya'nın Twitter'da, Eboue'nin dünkü derbide yaptıkları üzerinden Keita'ya gönderme yapmasına taktıkları kulp ile, bir kez daha insanlıktan çıkmışlar.

Virüs şehir sularına o kadar hızlı karışıyor ki, her köşede aynı haber. 
Ve üzerinden yaratılan linç.

Haberi öyle güzel hazırlıyor ve kazıyorlar ki; kamuya al da at diyorlar adeta, boş kaleye.

Kırmızıyı mor, dünyayı dar ediyorlar insana.

Ama durmayacaklar.
Bi'fiil bu işe angaje olmuş, kodlanmışlar.
Birileri ön plana çıkıp afişe olacak ve yerine yenileri gelecek daima.


Asla ölmeyecek Liseli Medya!
"Liseli Medya nasıl çalışır?" Devamını oku

Bir Liseli Medya taşeronu: Serhat Ulueren



En önemli özellikleridir.
Ateşe asla kendi ellerini sürmezler.

Her daim, kullan-at maşaları vardır.
Bu maşalara önce "Ağabeyleri" ile el verirler, yerleştirir, büyütür, arkasını doldururlar.
Besler, ön plana çıkarır, rating merkezi yaparlar.

Ardından her zamanki gibi suya çukur kazmakta kullanırlar.

Örneklerden bir tanesi, belki de en büyüğü Serhat Ulueren.

Özhan Canaydın'ın, Adnan Öztürk'ün, Selahattin Beyazıt'ın ve şimdilerde Ünal Aysal'ın baştacı, araştırmacı gazeteci.

Kulüp içi ve dışı siyasette en kullanışlı maşa.

İnfaz bekleyen hapis cezası bir kenarda dururken, hala yangına yalan körüğüyle koşmak için ciddi bir güvence almış olmalı değil mi?

Yaptıklarıyla ilgili örnek vermeye gerek yok sanırım, yıllardır ne yaptığı ayan beyan ortada zaten.

Ama mesela dün akşam yaptıkları.

Mecnun Odyakmaz'ın sözde itirafları.
Çarşaf çarşaf.

Sonra müdahele.
Ve elbette çark.

Ama planladığı ve tahmin etiği üzere, bugün tüm gazetelerde.
Çark değil, iftira.

Bir ülkede ulusal medyayı ele geçirirsen, o ülkeyi yönetirsin, derler ya hani.

İşte eyle.

Bu spor medyası Lycée'nin elinde olduğu sürece, izleyeceğimiz şey bunlar.

Bu arada ekranların 3 Temmuz'dan sonraki müdavimleri diğer maşalar da nedense hep Galatasaraylı.

Ve Fenerbahçe kabahatli öyle mi?

Peki, peki.

"Bir Liseli Medya taşeronu: Serhat Ulueren" Devamını oku

Liseli Medya Nedir?


Türkiye'nin birçok alanında olduğu gibi spor medyası da onların elinde.

İçtikleri and, ettikleri yeminle; gönülden bağlı oldukları camianın menfaati için yapmayacakları ne var, inanın bilmiyorum.

Farklı farklı görevlerde,
Farklı farklı rollerde.

Yeri gelince konuşan,
Yeri gelince yazan,
Yeri gelince susan.

Kah yayın yönetmeni,
Kah editör,
Kah yazı işleri.

Sistem!

Manipülasyon, provakasyon, dezenformasyon...

İtiraf etmeliyim ki oldukça başarılılar.
Kulis ve lobinin üzerinde bir yetenek bu herhangi bir kulüp için, geleceğe yön veren. Ve bu yeteneği dibine kadar kullanıyorlar.

TRT, Cumhuriyet, Hürriyet gibi köklü kurumlarda yetişen ve zehrini gittiği yere akıtan liseliler.

Büyüyen, gelişen, yetişen..
Büyüten, geliştiren, yetiştiren liseliler.
Elden ele!

Parola: "Fenerli Medya"
Yaz, çiz, pompala!

Gölgesinde adım adım zafere!

"Öteki" Fenerbahçe!

Şikeci!
Kibirli!
Şeytan!

Dün Ali Şen, bugün Aziz Yıldırım; kötü adam!

Bir düğmeye basılır ve değişir dünya.
İnandığın herşey yalan!

Geri planda, göze batmadan,
Öylesine tarafsız, çaktırmadan.

Fenerbahçe ise; bardağın % 50'si boştur,
Galatasaray ise; bardağın % 50'si doludur,

Her zaman!

Liseli Medya!
Yer altında.

"Liseli Medya Nedir?" Devamını oku

3 Ocak 2012 Salı

Son dönemlerin parlayan yıldızı!

İlk aşağıdaki haberde imzasını farkettik. Kucağına konan bilgiyi sorgulamadan, mantık süzgecinden geçirmeden, bomba haber yapma sevdasıyla sunmuş. Kararı da vermiş: Paralar kulüplere ve futbolculara gitti. Daha doğrusu onun kucağına bu haberi koyanlar "telkin" etmiş. 3 Temmuz'dan beri ilginç biçimde, bir anda ortaya çıkan "muhabir"ler listesine adını yazdık: Ayşegül Usta (Hürriyet)



Fener’in Kasasında 800 Bin Açık!

16 Kas 2011 Çarşamba
"Son dönemlerin parlayan yıldızı!" Devamını oku