5 Ocak 2012 Perşembe

Bir Liseli Medya taşeronu: Serhat Ulueren



En önemli özellikleridir.
Ateşe asla kendi ellerini sürmezler.

Her daim, kullan-at maşaları vardır.
Bu maşalara önce "Ağabeyleri" ile el verirler, yerleştirir, büyütür, arkasını doldururlar.
Besler, ön plana çıkarır, rating merkezi yaparlar.

Ardından her zamanki gibi suya çukur kazmakta kullanırlar.

Örneklerden bir tanesi, belki de en büyüğü Serhat Ulueren.

Özhan Canaydın'ın, Adnan Öztürk'ün, Selahattin Beyazıt'ın ve şimdilerde Ünal Aysal'ın baştacı, araştırmacı gazeteci.

Kulüp içi ve dışı siyasette en kullanışlı maşa.

İnfaz bekleyen hapis cezası bir kenarda dururken, hala yangına yalan körüğüyle koşmak için ciddi bir güvence almış olmalı değil mi?

Yaptıklarıyla ilgili örnek vermeye gerek yok sanırım, yıllardır ne yaptığı ayan beyan ortada zaten.

Ama mesela dün akşam yaptıkları.

Mecnun Odyakmaz'ın sözde itirafları.
Çarşaf çarşaf.

Sonra müdahele.
Ve elbette çark.

Ama planladığı ve tahmin etiği üzere, bugün tüm gazetelerde.
Çark değil, iftira.

Bir ülkede ulusal medyayı ele geçirirsen, o ülkeyi yönetirsin, derler ya hani.

İşte eyle.

Bu spor medyası Lycée'nin elinde olduğu sürece, izleyeceğimiz şey bunlar.

Bu arada ekranların 3 Temmuz'dan sonraki müdavimleri diğer maşalar da nedense hep Galatasaraylı.

Ve Fenerbahçe kabahatli öyle mi?

Peki, peki.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder